15 Ocak 2014 Çarşamba

Masters of Sex

Masters of Sex

Bu dizinin ilk sezonunu izlemeyi yeni bitirdim. Tomas Maier’in yazdığı “Masters of Sex: The Life and Times of William Masters and Virginia Johnson, the Couple Who Taught America How to Love.” biyografi kitabınıdan uyarlanmış bu dizi.



Jinekolog William Masters ve psikolog Virginia Johnson’un seks üzerine birlikte yaptıkları deneyleri, araştırmaları, buradan topladıkları istatistikleri ve bu veri analizlerini konu alıyor dizi.
Oldukça ” açık ” diye nitelendirebileceğimiz ve o yıllar için için kabul edilmesi “sıra dışı” olan ve  insanolğlu için tabu sayılan, hayatın devamı için önemli temel dürtülerden, olmazsa olmazlardan biri olan ama sürekli kapalı kapılar ardında yaşanan “SEX” temasını  bilim konusu yaparak herkesin gözü önüne sermesi şaşırtıcı geliyor. Bilim ve seks kelimelerini bir arada duymak bazı kişileri ve toplumlar için hala şaşırtıcı gelmeye devam ediyor.
Diziyi izlenebilir ve ilginç hale getirebilmek için çok fazla çıplaklık kullanılmış. Aşk, tutku, sex, evlilik, aile, anne, baba, çocuk temaları da serpiştirilmiş, her bir bölüm neredeyse bir saat sürüyor. “Çıplaklık ve seks herzaman satar” sloganı diziye tam anlamıyla hakim. Bu 12 bölümde soyunmayan neredeyse hiçbir baş karakter kalmadı J . Karakterlerden Dr.Masters aşırı bencil, egosu güçlü, bir doktor/cerrah. Eşine karşı duyarsız, ilgisiz, soğuk, temassız biri. Parası gücü olsa da kaç kadın böyle bir adama katlanmayı seçer bilemiyorum doğrusu, üstüne üstlük tipsiz de. Annesine karşı sürekli öfke dolu. Bu tip insanlarla yakınlık duygusu kurmak çok zor geliyor bana. Kendini yarattığı o “güçlü adam” imajının içine hapsetmiş, kontrollü biri. Bana öyle geldi ki kendisi “sex” hakkında aslında kör cahil biriydi, doğurtuyor, kısırlık tedavileri uyguluyor fakat o yaşamsal dürtüde neyin nasıl işlediğini bilmiyor, sırf bu sebeple sekste olup biteni öğrenmek ve kendini bilgilendirmek için bu evrensel konuyu bilimselleştirmek isityor.

Virginia Johnson, güzel ve genç bir kadın, akıllı, doğru sorular sormayı biliyor, insanlarla iletişimi kuvvetli, paravan arkasına  ya da büründüğü bir maksenin ardına sığınmıyor, oduğu gibi yaşayan biri. Mutsuz 2 evlilik yaşamış,  2 çocuklu boşanmış bir anne. Sürekli çalışıyor. Çocuklar bu kadının hayatında tam olarak nerede duruyor diziden pek anlayamadım. Varsa yoksa hep iş ön planda Virginia için.

Bunların yanı sıra dizide bir de ikinci karakterler var. Örneğin Virginia’nın sevgilisi olan şu genç doktor Ethan, Masters’in deneklerinden olan sarışın sekreteri, karısı Libby, Barton Scully, Scully’nin karısı. Hepsinin kendi sorunları ve hikaye içinde ayrı lezzette rolleri var.
Dizide Masters’in denek olarak Johnson’u kullanması, hatta partner olarak birlikte deneylere katılmaları çok normal gelmiyor bana. İşin içine bedenler karışınca bence olay farklılaşıyor. Virginia, seksi ve aşkı ayırmayı öğrendim dese de , uzun bir süreç içinde hem beden hem de kafaları örtüşen bu iki insanın hayat birlikteliği kaçınılmaz bence. Nitekim Masters 1971 yılında Birginia ile evleniyor. 1991 yılına kadar evli kalıyorlar.

Gelelim bu çiftin katkılarına. Masters ve Johnson insanların cinselliğe verdikleri tepkileri, cinsel bozukluklukların saptanması ve onların tedavisi ile ilgili 1957 –1990 yılları arasında birlikte  birçok araştırma yapmışlar. Sex terapisi öneren ilk kişiler Master ve Johnson olmuşlardır.
Kadının ve erkeğin cinselliğe yanıtını ve zevk evrelerini  araştırmışlardır. Burada aşağıdaki  4 evreyi saptamışlar:
-         Heyecan Evresi ( ilk uyanma)
-         Yayla Evresi ( tam uyanma )
-         Orgazm
-         Erime
Onların bu buluşu aynı zamanda Sigmund Freud’ün iddia ettiği “vajinal orgazm” ile “klitoryal orgazm” arasındaki uyarılmanın farklı bölgelerde olmasına rağmen fizyolojik cevabın aynı olduğunu tespit ettiklerini savunmışlar.
Ayrıca erkek bir kez boşalınca yeniden uyarılması zaman alırken kadınlarda böyle bir zamana ihtiyaç duymadıklarını ve çoklu orgazm yetenekleri olduğunu saptamışlardır. ( Ne güzel J)
Dizide de yansıtıldığı gibi bu çalışma gerçekten de fahişelerle başlamış. Masters ve Johnson bu araştırmayı toplumdaki kişilere indirgemeden önde 145 hayat kadınını incelemişler.
Araştırmacı çift bunu, kendi deyimleriyle 10 bin civarında 'cinsel vakayı' laboratuvarda incelemiş (bu yaklaşık 1000 saatlik porno izlemeye denk gelir). Deneylere yaklaşık 700 kişi katılmış
Ayrıca 70 yaş ve üstü kişilerin de yoğun orgazm olabilme kapasiteleri olduğunu ve sağlıklı cinsel yaşam sürdürebildiklerini saptamışlar.
Masters ve Johnson cinsel işlev bozuklukları alanında öncü olmuşlardır. Hastalara uygulanan hızlı psikoterapi tedavi yötemi ile yüzde 80’lik bir başarı oranı elde etmişler. Onlardan önce bu tarz bir tedavinin başarı oranı çok çok düşükmüş.
Seksin Neşesi (Joy of Sex) kitabının yazarı psikolog Susie Quilliam, Virginia Johnson'ın seksoloji tarihin büyük önem taşıdığını söylüyor. "Daha önce de Kinsey raporu gibi bazı çalışmalar vardı ama Virginia Johnson, bu alanda ciddi anlamda bilimsel araştırmaya katkı sağlayan ilk kadındı. William Masters'ın çalışmalarına bir kadın perspektifi getirdi. Sessizliğin kırılmasına ve cinselliğe bilimsel bakış getirilmesine yardımcı oldu."
Araştırmacı çift bunu, kendi deyimleriyle 10 bin civarında 'cinsel vakayı' laboratuvarda inceleyerek yaptı. Deneylere yaklaşık 700 kişi katıldı.
Masters ve Virginia sexi anlaşılabilir kılmak ve partnerleri birbirine yakınlaştırmak adına birçok yol katetmişler. Hiçbirşey bir günde olmamıştır.
Sonuç itibari ile hayatın temel parçalarından biri olan sex, herkesin ilgilendiği, herkesin öyle ya da böyle hayatına soktuğu bir konu olmuştur. En ilkel dürtülerden biri olmakla birlikte insanoğlu için olmazsa olmazlardan biri hala. Herkes bunu yapar : en eğitimsiz insandan en eğitimlisine kadar. Hepimiz bu eylemin birer ürünüyüz. Kimilerine göre kişi kendini bu konuda eğitebilir, geliştirebilir, terbiye edebilir. Bazıları kendini tutmayı bilir bazıları onsuz yaşayamaz. Birileri için sex övünç kaynağı, başkaları için utanç. Kimileri heryerde ve herkeste bunu arar hatta seksin olmadığı günlerde boğulmakla eşdeğer bir his kaplar içini.
Günümüzde bir tabu olmaktan çıkmış herkesin kafasında, dilinde sakız olmuş bir konu sex. Gecelik ilişkiler, devamı olmayan, kişiden kişiye değişen anlık zevkler, beklentiler, mutluluklar, mutsuzluklar, hayal kırıklıkları, aldatmalar, kıskançlıklar ne çok duyguyu içinde barındırıyor bu 4 harfli sözcük. Her gün çılgınlaşan, nasıl değişik birşey yapsak da insanlar sıkılmasa bu işten diye uğraşan kolay ulaşılır porno sektöründeki patlama, sanal alemdeki sex oyunlarının artışı, her çeşit zevke kapılarını çoktandır açmış durumda. Sağolsun internetin de sayesinde sonsuz ve çok çeşitli kaynak ve bilgiye ulaşma becerimiz özellikle bu konuda ordinarius profesörlük seviyesine ulaşmış durumda. Fakat insan neden hala doyumsuz. Bakalım nerede dur,  işte buldum, buymuş diyebileceiğz?
Dediğim gibi “çıplaklık ve sex daima satacak”, çekilen kliplerdeki sınırsızlık, sinemada aşkın bir parçası olarak karşımıza çıkarken, aslında kolay tüketilen ve satan, ucuz bir ürün oldu sex. Günümüzde pek az kimse sekse eğitilebilir, bekletilebilir, terbiye edilebilir, öğrenilebilir değerli birşey olarak bakmakta. En üst seviyedeki eğitimli kişi de, toplumdaki en alt sosyal tabakada yaşayan kişi de bunu yapma potansiyeline sahip  ve herkesin elinde oyuncak olmuş olan sex hala pis, hala yasaklı, hala gizli ve hala sakınılan birşey gibi görülmekte ne yazık ki.

Aslında sex bir kültür meselesi, tıpkı sofra kültürü gibi, konuşma kültürü, tuvalet kültürü, toplumda davranma kültürü gibi. Öğrenilen, geliştirilebilen, zaman ve emek isteyen bir dürtü. Seninle birlikte değişen, kendini sevmek ve kendini bununla taçlandırmayı isteyip istememekle ilgili, güvenle ilgili. Anlık zevkten ziyade sürekli her gün her an tadı güzelleştirilebilen bir eylem: yapabilen ve yaptırabilen için, anlayan ,anlamak isteyen ve anlatabilen için, kısacası bütünleşmeyi, tekleşmeyi kutsallaştırabilen için vazgeçilmezdir.