26 Mayıs 2014 Pazartesi

Yazdığım masal "Gerçek Hazine"

                                                      Gerçek Hazine
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde kasabanın birinde Paolo adında yakışıklı, güçlü, çalışkan ve yaptığı her işte çok başarılı olan bir genç yaşarmış. Bu gencin küçüklüğünden beri tek hayali, kasabanın en güzel kızı olan Anna ile evlenmekmiş. Anna’nın babası çok açgözlü biriymiş ve tek amacı kızını ne olursa olsun zenginliğine zenginlik katacak biriyle evlendirmekmiş. O zamanlar yörede bir söylenti dolaşıyormuş, kim ki Asati  Dağı’nın doruğuna çıkar ve oradaki en yüksek ağacın tepesinde yuva yapmış gökkuşağı rengindeki kuşa ait altın yumurtanın sahibi olursa zenginliğine zenginlik katacaktır.
Bir gün, Anna’yı evlendirmek isteyen babası, kızını kiminle evlendireceğini açıklamış:
- Kim ki, Asati Dağı’nın tepesindeki altın yumurtayı getirirse kızımı onunla evlendireceğim! –demiş.
        Bunu duyan Paolo hemen düşmüş yollara. Zorlu yolculuk günlerce sürmüş. Paolo nehirler geçmiş, tepeler aşmış, yol geçmez ormanlarda yol almış ve nihayet Asati Dağı’nın eteklerine ulaşmış. Tepeye bakmış ve kendi kendine: “Çok kolay, bunda büyütecek ne var ki, rengarenk bir kuş ve onun altın yumurtası.”  diye düşünürken önüne bir mağra ve mağranın önünde de yaşlı bir kadın belirmiş.
-  Merhaba genç adam - demiş kadın. Sen de mi altın yumurtanın peşindesin?diye sormuş.
Paolo şaşırmış. Kadın devam etmiş: “Senin gibi nice delikanlılar bu tepeye çıktı ama hiçbiri bu dağdan bir daha çıkamadı. Sana yardım edebilirim istersen. Ama kaşılığında senden bir şey isteyeceğim”- demiş.
Anna’ya olan sevgisi öyle büyüktü Paolo dile benden ne dilersen demiş.
Yaşlı kadın devam etmiş:
- Dönüşte sana şimdi soracağım sorunun yanıtını vermen gerek, doğru cevabı veremez isen
diğer gençler gibi sonsuza dek bu dağda kilitli kalacaksın.
-Olur, demiş Paolo.  Ne sormak istersen sor, yeter ki bana altın yumurtayı nasıl alabileceğimi söyle.
- Bu kuşun bir sırrı var-demiş yaşlı kadın. Yılda sadece bir kere, bir dakikalığına yuvasından ayrılır ve hemen yanıbaşındaki gölden su içer, işte o anda yumurtayı alman gerek, üç gün sonra tam gece yarısı kuş gölden su içmeye gidecek, sakın unutma.
Paolo şaşırmış, tam vaktinde gelmişti. Tepeye çıkması gerekiyordu , artık altın yumurtayı nasıl alacağını da öğrenmişti. Sevdiği kıza sahip olmanın hayali onu büyülüyordu. Kendini eskisinden daha güçlü hissetti, Anna için herşeyi yapabilirdi. Peki yaşlı kadın  ona ne soracaktı aceba diye merak ediyordu.
Yaşlı kadın şöyle dedi:
- Gel gelelim benim soruma. “Seninle birlikte büyüyen, her yeni günle seni daha güçlü yapan, var olduğun sürece de sen neredeysen seninle gelecek olan ve sana asla ağırlık yapmayacak, gerçek mutluluğun ve başarının anahtarı nedir?”  Unutma delikanlı bu sorunun yanıtını veremeyen bu dağda kilitli kalır -dedi ve ortadan kayboldu.
Dağa tırmanırken genç adam.”Nedir bu benile büyüyen, nedir mutluluğun ve başarının anahtarı?” diye  sürekli düşünüyordu genç adam.
İki gün sonra  Paolo dağın tepesine ulaşmıştı, herşey tam da yaşlı kadının dediği gibi olmuşu. Ertesi gün tam geceyarısı renkli kuş göle uçtuğunda altın yumurta sahipsiz kalmıştı. Paolo onu aldı ve nefes nefese hızla oradan uzaklaştı. Yol boyunca derin düşünceler aklından çıkmıyordu. Kalbi Anna’ya olan sevgisiyle doluydu ama ya yaşlı kadının sorduğu o soruya vereceği cevabu bulamazsa? Bu değerli şey bedeni miydi? Hayır, beden mutluluğun ve başarının anahtarı tek başına olamazdı. Kalbi miydi, aklı mıydı, neydi bu? İçinde taşıdığı bu büyülü şey ne olabilirdi?
Birden aklına geldi, olsa olsa bu şey bilgiydi. Evet, bilgiden başka hiçbirşey her zaman yanında ağırlık yapmadan taşınamazdı. Bildiği için altın yumurtayı zahmetsizce yuvadan alabilmişti, bildiği için yaptığı her işte başarılıydı. Bilmek hem mutlu ediyordu hem de başarıyı getiriyordu.
Tüm bunları düşünürken mağranın önünde yaşlı kadını gördü tekrar
- Demek altın yumurtayi buldun Paolo, peki benim sorduğum sorunun cevabini verebilecekmisin bakalım?- diye sordu kadın.
Paolo yaşlı kadına döndü ve dedi ki:
-Bilgiden başka hiçbirşey mutluluğun ve başarının anahtarı olamaz, ancak gerçek bilgi benimle büyür ve bana ağırlık yapmadan her yere benimle gelir dedi.
İşte tam o anda sihirli birşey oldu. Yaşlı kadın ortadan kaboldu ve mağra büyük bir şayoya gönüştü.  Anna ona doğru koşarak geldi. Ve iki sevgili birbirine  kavuştu.
Genç delikanlı sahip olunabilecek en değerli hazinenin bilgi olduğunu çocuklarına hatta çocuklarının çocuklarına dahi anlatmış. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine
Gökten üç elma düştü biri bana biri sana biri de kısmetine inananlara.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder