17 Mayıs 2013 Cuma

Bencil ve yalnız insanoğlu

   İnsan ilişkileri her daim zorlu olmuştır. Herkes karşısındakini şekillendirmek, ona kendisi biçim vermek istiyor ve ne yazık ki insan karşısındakini olduğu gibi kabullenmeye bir türlü yanaşmaz.
   En tehlikeli insan türlerinden biri cahil ve kendini yeterince geliştirememiş olanlardır. Onlar her daim aynı yerde sayarlar ve sürekli kendileriyle veya diğer insanlarla meşguldürler.  Bu cinse bir de boş gezenin boş kalfası olanlarını da eklemek gerek. Nerede bir aykırı vukuat olduysa daima işsiz güçsüzlerin arasından çıkmıştır.Bu son cins devamlı bir işleri olmadığından disiplinin ne olduğunu süreç içinde unuturlar ve kendi hayat bakışlarını en doğru ve en ideal olarak kabul ederler. Kendilerini sorgulamaz, kendilerini denetlemezler, egoları o denli güçlüdür ki karşı tarafın tepkilerinin nedenini sorgulamaz ve kabul etmezler. Bu insanlar sürekli sıkılan, kendilerinden dahi bıkan, uzun süre aynı mekanda kalmaktan daralan, yapacak birşey bulamadıklarından başkalarına sataşanlardır. Karşı tarafın maddi manevi şartlarını önemsemzler ve başlarına kendilerince uygun zamanda ekşimekten hiç çekinmezler. Her daim kendilerini düşünmek ve kendi keyiflerini yerine getirmek birinci öncelikleridi. Karşı tarafla empati kurmazlar ve kendilerini o kadar değerli görürler ki sürekli kendilerini verici sayarlar. Bu insanlar bir nevi kan emicidir: vaktinizi, emeğinizi, gününüzü, gücünüzü harcarlar, sizi sıkıp boğarlar. Tek düşündükleri gününü gün etmektir, yemek içmek eğlenmektir. Siz onları doyurup ağırladığınız sürece sizden iyisi yok ama bir şeylerine “hayır, dur’” dediğinizde de sizinle alışverişleri bittiğinden, çıkarlarıyla uyuşmadığınızdan alınıp kavga çıkarıp, küskünlük yaratırlar. Tek bildiği nakarat karşısındakinin sahip olduğu kusurlardır.
 

   Gerçek kişi başkaları için şekil şemal, karakter değiştirmeyen kişidir. Olduğu gibi, dürüst ve yeri geldiğinde de bencildir. İnsan doğası gereği bencildir zaten. Menfaatlerinizle uyuşmayanlar ne yaparsanız yapın eninde sonunda sizin hayatınızdan çıkarlar, ite kaka ilişkiler sürmez. Bu nedenle herkesi olduğu gibi kabul etmek ve hayatına o şekilde devam etmek en idealidir, kusurlarıyla kabul etmek ise herkese nail olan bir yetenek hiç değil. İnsan herkesin beklentilerini karşılamak zorunda değildir yoksa kişiliği bozulur, ikiyüzlü ve karaktersiz olur, kendinden ve doğrularından vazgeçen kişi mutluluğa ve huzura en uzak kişidir.

   Yaşla birlikte gittikçe yalnızlaşan insan, bencilliği ve karşı tarafın beklentilerini karşılamaya yanaşmadığı için daha da yalnızlaşır. Yaşam insanın sabırını ve tahammülünü sınar,  insan için değerler değişir ve gelişir.
   Bu dünyaya yalnız gelen insan bu dünyadan da yalnız gidiyor. Sosyalleşmede beklentiler karşılanamadığından dargınlıklar diz boyu artar ve sonuç daima aynı kalır: İnsan eninde sonunda yalnızdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder